İş ilişkilerini düzenleyen 4857 sayılı İş Kanunu’nun 17. maddesi uyarınca, belirsiz süreli iş sözleşmelerinin feshinden önce durumun diğer tarafa bildirilmesi gerekir.
Yasaya göre iş sözleşmeleri; işi altı aydan az sürmüş olan işçi için, bildirimin diğer tarafa yapılmasından başlayarak iki hafta sonra, altı aydan bir buçuk yıla kadar sürmüş olan işçi için dört hafta sonra, bir buçuk yıldan üç yıla kadar sürmüş olan işçi için altı hafta sonra, üç yıldan fazla sürmüş işçi için sekiz hafta sonra feshedilmiş sayılır.
Bu süreler asgari olup sözleşmeler ile artırılabilir. Bu sürelere uyulmaması halinde bildirim şartına uymayan taraf, bildirim süresine ilişkin ücret tutarında tazminat ödemek zorundadır. Söz konusu tazmnat da uygulamada ihbar tazminatı olarak adlandırılmaktadır.
1. İşçi İhbar Tazminatı Öder Mi?
Uygulamada ihbar tazminatının sadece işveren tarafından işçiye ödenmesi gerektiğine dair hatalı bir kanı vardır. Bunun sebebi İş Hukukunun işçi lehine yorumlanması olabilir.
Ancak işin gerçeği biraz farklı. Yukarıda da yazmış olduğumuz 4857 sayılı İş Kanununun 17. maddesi gereğince bildirim sürelerinin düzenlenmesinde “işçi”, “işveren” ifadeleri yerine “taraf” ifadesi kullanılmıştır.
Maddenin lafzından anlaşıldığı üzere ihbar sürelerine uyma yükümlülüğü her iki tarafa da; hem işçiye hem de işverene yüklenmiştir.
İşveren tarafından işçinin iş akdinin sonlanabilmesi için, 4857 sayılı İş Kanunu’nun iş güvenliği hükümleri saklı kalmak kaydı ile, 17. maddede belirtilen bildirim süreleri uymak sureti ile sona erdirilebilir. İşveren bu sürelere dair ücretleri peşin ödemek sureti ile de işçinin iş akdini sona erdirebilir.
İşçi ise işveren ile aralarında olan iş akdini sonlandırabilmek için yine 17. maddede belirtilen bildirim sürelerine uymak zorundadır. İstifa eden işçinin işverene ihbar tazminatı ödemesi zorunludur.
Uygulamada çok da kullanılmayan yasa hükmünün işverene bir hak tanıdığını gözden kaçırmamak gerekli.
Comentarios